11 Ocak 2010 Pazartesi

çocukluk.

ecem özcan, dilara sofioğlu, destine bayramoğlu ve gökhan arslangiray. elbette büşra, diğer gökhan, gül, pınar eksik, çok da eksik ama şu fotoğraf ne çok anıyı özetliyor aslında. ben değildim gerçi o yıllarda ama, gökhanımın başında pervane kızlar çok da şaşırılası bir durum değildir hani. sonra esas benim gözbebeğim oldu, çocukluk aşkı diye buna derim ya ben, ben taptım en çok ona. ufacık, yemyeşil gözleri vardır gökhanımın. 8-9 yaşlarında düşmanken de, 10-11 yaşında sırdaşken de, 12-16 yaşlarında aşkken de hep bayıldım gözlerine. hala bayılırım, kim bayılmaz ki. doğum günüydü o gün. 24 ağustos 1988, benim için en özel günlerden biridir onun doğum günü. arka bahçelerimizi ayıran ufak duvar dışında hiçbir engel yoktu bütünlüğümüzde. biz hep yakındık onunla. hala yakınız, hep yakın olucaz hatta. balözü onunla anlam kazandı bende. -35, dilara ben. çok şeyi vardır unutulmayan, o duvarın üstünden elini ayağını kullanmadan uçması, bir hareketle kişilik değiştirmesi, beni ön bahçede bırakıp arka bahçeden deparla bir anda önüme çıkması falan. hala yapar kondisyonu yetse de, büyüdük be biraz. dilara ve ecem aşıktı ona sanırım bu fotoğraf çekildiğinde. ne gün. şimdi hep beraberiz yine, ama çok da farklıyız o günlerden. dilara sakarya'da şimdi. üst komşum değil çoğu zaman. büşra burada ama o da hayatın karmaşasında. ecem apartmandan taşındı taşınalı eskisi gibi değil hiçbirşey.. gökhan.. o hep burda. değişti, büyüdü ama benim için hep aynı. ilk aşkım, en iyi arkadaşım, en eski sırdaşım. bir de hep aynı yumuşak omuz. ben ağlarım o gözyaşımı siler, ben gülerim o benden de çok güler. bu fotoğrafı da o atmıştı bana, gülelim diye. e güldük, özledik. napsak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söylemeden edemicem..