5 Şubat 2012 Pazar

salaklığımızdan sana yazamadıklarım

selam canım arkadaşım.
2009'dan bugüne baktığımda şuan mesela neden birlikte değiliz, bilmiyorum.
sen benim hayatımda herşeyin değişmesine sebep oldun, harikasın, ama neden benimle ilişkinin de değişmesine sebep oldun, onu anlayamıyorum.
sizin genler muhteşem, biliyorsun değil mi? baya hem güzel hem akıllı soysunuz. kadın, erkek hepiniz.
ama mallık da genetik olsa gerek. (aile büyüklerinize lafım yok, siz genç jenerasyona sözüm.) malsınız, üzgünüm.
ha o mallığınıza rağmen her birinizi tek tek çok sevmiyor muyum? öküz gibi de seviyorum.
bakıyorum, her zamanki gibi çok güzelsin. görmen gerek, ben de çok güzelim bu ara. nedenini görünce değil anlatınca anlarsın.
kasım'da iki arkadaşımız evlendi. dünya tatlısı bir çift. bunu neden söylediğimi de görünce anlatırım.
senin zekana ve gerizekalılığına aynı anda hayranım, tuhaf değil mi? diyeceksin ki sen farklı mısın, sonuna kadar haklısın. ben de hem süperzekayım, hem süper gerizekalıyım. o yüzden çok iyi ve çok kötü anlaşıyoruz.
karnıma ağrılar giriyor, ne güldük ne güldük o gün, ama hatırlamazsın, çok sarhoştun sen.
sonra bizi eve bırakmıştı, sen onu hatırlarsın, sarhoş olan bendim o sefer. ama yolu yine sen değil, ben tarif etmeye çalışmıştım sarhoşluğum içinde.
o yok şimdi, biliyorsundur. öldü. azıcık mal olmasaydın da o gün gelseydin. seni gördüğüm yerde bunun için pataklicam, unutturma.
çok şanslısın. muhteşem insanlar tarafından seviliyorsun, bunlardan biri de benim hala.
yerinde olsam, şansıma şükreder, minnettar olur, ne bileyim bunun için sadaka falan dağıtırdım.
ben sadakamı kendimden fedakarlık ederek dağıtmayı tercih ediyorum, denemelisin.
neyse sözüm o, seni özledim. şimdi diyeceksin ki yurtdışında mı yaşıyorum des, ukala seni.
ama bilmiyorsun, bazen insanların yarattığı mesafeler, fiziksel, ölçülebilen uzaklıktan beter ediyor adamı. yani biz açıyoruz aslında o yurtdışı mesafesini. öyle bir mesafe ki, telefon hatları bile yok oralarda.
sen gel içindeki uzaklıktan kurtul.
xoxo. des.

2 Şubat 2012 Perşembe

takvim yaprağı

Bugünün nasıl kutsal bir tarih olduğunu söylemek istedim.
Şuanda biri yeryüzünde diğeri gökyüzünde olan iki meleğin dünyaya geldiği gün bugün.

Anneannem. İstisnasız bütün anneanneler melektir zaten. Benimki elbet bana ayrı bir melek. Hani benden alsın, ona versin. O yaşlanmasın. Böyle kalsın işte. Dünya tatlısı, bal gözlü, gençliğinde dünyanın en güzel kızı, şimdi de dünyanın en güzel anneannesi.

Kaan'ın annesi. Tanımadım hiç, gökyüzünde olan o çünkü. Ama anlatamam aslında nasıl tanıyorum bir yandan. İçindeki tüm ışığı, güzel gözlerinden fışkırtmış da oğullarına geçirmiş ve muhteşem iki oğlu vasıtasıyla onu tanıma fırsatım olmuş böylece.

2 Şubat güzel bir tesadüf, her ikisinin de doğum günü. Dün anneanneciğime minicik bir pasta kestik, doğum gününü kutladık. Utana sıkıla Kaan'a mesaj attım sonra, annen iyi ki doğmuş diye. (İyi ki doğmuş da seni doğurmuş, şansım benim.)
Tabii anneannem iyi ki doğmuş annemi doğurmuş o da beni doğurmuş falan. Bir kere de saçmalamasam olmaz değil mi.