29 Haziran 2011 Çarşamba

anlat!

"Anlat!" demeden anlatınca..
Yıllardır içinde tuttuğun, hayatın boyunca hiç kimseye anlatmadığın birşeyi anlatınca..
Anlatırken gözyaşlarının akmasına izin verince..
Öfkeni serbest bırakınca..
Bir an bir sonraki cümleyi düşünmeden konuşunca..
Gözlerine bakabilince karşındakinin..
Sadece içinden geldiği için dizebilince kelimeleri..
İçindeki acının büyüklüğünün anlattıkça azaldığını hissettikçe..
Bu zamana kadar konuşmamanın bir sebepten geldiğine inanınca..
Anlattığın seni gerçekten anlayınca..
Pişman olmayacağından emin olunca..
Tüm bunlar kendiliğinden ve doğal bir şekilde olunca..

Akıp gidiyor. Rahatlıyorsun. Huzur kaplıyor içini. Gözyaşını silesin gelmiyor çünkü onlar ferahlığı getiriyor sana. O yüzden anlat.. Anlat! demeden anlat hem de..

18 Haziran 2011 Cumartesi

bugece

bol miktarda ay ışığı.. ki kendisi beni uyutmayan dolunay döneminde..
balkonum.. az -artık az- deniz manzaralı, son yazımı geçirdiğimi bildiğim balkonum..
morrissey'den oh land'e, first day of my life'dan i go to sleep'e dolu dolu bir şarkı listesi..
bardaklar dolusu viski.. içinde hiç sevmediğim kolayla..
yazma isteği içimde, yine çok miktarda.
özlem, var..
pişmanlık, artık yok.
mutlu muyum? mutluyum.. hissedebildiğim şeyler için ayrıca mutluyum..
acı çekebildiğim için, özleyebildiğim için, hala hayaller kurabildiğim için, yıllandığım ama yaşlanmadığım için mutluyum..
hatırladığım için, unutmadığım ve unutmayacağımı bildiğim için mutluyum..
sarhoş olamadığım için mutsuzum aslında, ama kendimi zorlayabilirim buna..

bu geceyi de dizi izleyerek değil, taksimde eğlenmeye çalışarak değil, dışarıda değil de kendimle başbaşa ve dopdolu geçirdiğim için çok mutluyum..

balkonumdan bakarken sokağıma, onu ne kadar özleyeceğimi düşünüyorum. ve ne kadar çok biriktirdiğimi burada.. aşk biriktirmişim, arkadaşlık biriktirmişim, en çok da kendimi biriktirmişim. içime baktığımda bir sürü ben buluyorum şimdi. hepsini ayrı seviyorum.

11 Haziran 2011 Cumartesi

11 haziran, doğum günü.

Bugün doğum günü..

Yaşasaydı 74. pastasını üfleyecektik beraber. Canım benim.. Güzel dedecim.
Nur içinde yat. Doğum günün kutlu olsun. İyi ki doğmuşsun da iyi ki damarlarımda senin kanın akıyor. İyi ki tanıdım seni. Bin tane iyi ki var bu gece senin için.

İğneci Aziz! Hiç yakışmadı ya sana erkenden gitmek, yaşlılığın da olmazdı sanki senin huysuz ikizler! Öperim ellerinden..

7 Haziran 2011 Salı

her sabah, yanılmak!

sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız
bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak
denizle gök arasında çiy yorgunu şehre
kurşun kubbeleri buğulu minareleri ıslak
soğuk bir trenden inmiştiniz / yalnızdınız

bilmem kaçıncı defadır / yine yanılmıştınız

hiç uyumamıştınız / gözleriniz yanıyordu
yolculuk sanki bitmemişti / birdenbire
kendinizi vagonda unuttuğunuzu sandınız
sanki katar soluk soluğa tırmanıyordu
dumanlı rampaları / bir kılıç gibi çıplak
tiz çığlıklarıyla aydınlığı doğrayarak

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

jilet mavisi bir kadın elinde purosu
değdiği yer açılıyor çok fena keskin
kim olduğunu bilen yok / işin doğrusu
yüzünü kaybetmiş aynalarda arıyordu
amerikan bara tünemiş sek vodka içiyor
geçmişinden rusça bir şarkı arayarak
sarhoş olmamak en büyük korkusu

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

elbet en kötüsü sokaklarda tutuklanmak
hani bir kere iki yanınızda iki sivil polis
beyoğlu'ndan çekilip nasıl koparılmıştınız
nabız gibi vuran o kötü ve karanlık his
yakanızı hala bırakmadı asla bırakmayacak

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız



Üstad.

kardeş

abla olmak öyle zor ki bazen..
hani biri onun canını yakınca benim canım nasıl da yanıyor. anne olduğumu düşünemiyorum.
o üzülmesin, o mutlu olsun, o hep gülsün, benden alsın ona versin her kimse bundan sorumlu.
o iyi olsun yeter.

kardeş. karındaş. canımın içi. gülsün şapşal yüzün.

2 Haziran 2011 Perşembe

sabredemiyorum

doğmak üzereyim. iyi ki doğdum mu kuzu? boşveer, her yıl aynı nasıl olsa.
sen iyi ki doğdun.