22 Temmuz 2010 Perşembe

bayramoğulları

tamam itiraf ediyorum, ilk bir kaç gün baya özgür, rahat hissettiriyor da, hiç gerekmez. yerim öyle duyguyu, çok özlüyorum ya.
anne,baba, olur da okursanız bozulmayın ama en çok kardeşimi özlüyorum. evet. hayatta anlaşması en zor iki kişi de olsak onunla, o benim canım yahu, ölürüm ben ona. o şimdi totosunun keyfine bakıyor, benim orada olmak için delirdiğim, hayallerini kurduğum kuşadası sahilinde koşarak denize giriyor, geceleri bira içip kız kesiyor, dayımla yengemle, kuzenlerimle tatil yapıyor. kıskandırıyor beni arada mesajlarıyla, ama ben seviniyorum onun için. zor bir sene oldu çünkü ona, 15 yaşında lise1 öğrencisi ergenlikle boğuşan genç bir erkek, bütün sene aksatmadan gittiği voleybol antrenmanları ve kız arkadaşı. evet, ihtiyacı vardı tatile benim canım kardeşimin. ama yeter ya, gelsin. çok özledim çünkü. sadece haftasonu için gittiğim evimde onun yokluğu o kadar can sıkıcı ki, o sessizlik öyle bir delirtiyor ki beni, evde durasım gelmiyor.
annecim izmir'de, kendi anneciğinin yanında. onun da çok ihtiyacı vardı buna, mutluyum onun adına. ama o orada annesinin kuzusuyken, ben burda onu özlüyorum. haksızlık. ben de annemin, anneannemin kucağında şımarıklık yapmak istiyorum, midterm kasmak değil.
babam her zamanki gibi çalışıyor, ama eve geldiğinde onu karşılayan kimse yok şimdi. bu fikri aklıma getirmemeye çalışıyorum, aır geliyor, sinirimi bozuyor çünkü. ama o da katılacak eşine ve oğluna, beraber kuşadasında tatil yapacaklar. ben de burada karın ağrılarından ölücem. evet ölücem, kıskançlıktan ölücem. aman, içlerine sinsin, güzel güzel dinlensinler, eğlensinler de, ben onlarsız burda kalamam. kendimi ekonomiye ve matematiğe adayacağım gerçi, bari burda kalmam bir işe yarasın diye. ama bir daha yaz okulu mu, tövbeeeeeee.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söylemeden edemicem..