4 Nisan 2010 Pazar

nisan1

kendimi bildim bileli var bu 1nisan şakaları. ne gerek, bilmem. bir kere 'şaka' denince ne anlıyor insan? üzülerek anlıyoruz ki, 'yüreğine indirmek', 'ödünü patlatmak' şakadan sayılıyor bizim milletimizce. evet bu furyaya kapılmadım değil zamanında, babamı arayıp 'annem bayıldı baba ne yapacağımızı bilmiyoruz!!' falan diyerek şaka yaptığımı zannettiğim bile olmuştu. sadece babam korktu, endişelendi, panik yaşadı ve ne yapacağını bilemedi, sonradan kızı ona şaka yaptığını söyledi. ne oldu peki adam güldü mü? şaka gülmek için yapılmaz mıydı? ama işte, şaka denince akla ne geldiği önemli. bir kere kot pantolonun arka cebine konan çikolata şakası yapmıştık, komikti o, çok gülmüştük. ama çok gereksizmiş meğer, bir insanı rezil ettiğimizi düşünerek bununla eğlenebilmemiz de çirkin aslında. rezil olsun, olmasın. hissetsin, hissetmesin. çirkin işte. şaka, birini korkutmak ya da rezil etmek olmamalı kesinlikle. 1nisan diye kendini şaka yapmak zorunda hissetmemeli insanlar. artık 1nisan mı kaldı, yıllardır kimse kimseye şaka yapmıyor, görmüyorum derken, bu sene mal bir şakaya maruz kaldım. çok mu komikti acaba ender molla, hadi geçmiş olsun, diyerek kapattı telefonu ama ben resmen gülsem mi ağlasam mı bilemedim. konu önemli değil, duymayı çok istediğim birşeyi söyledi bana, ben çok mutlu oldum, sonra da öyle birşey olmadığını söyledi, baban ender.. dedim ve bitti. EEEEE?? çok güldü falan ender, eğlendi. neyse, şaka yaptı kendince. bence şaka değildi işte. hoş, bana gelin sence şaka nasıl olmalı, şaka yapacak olsam ne yapayım diye sorun, bilmem. ama gerek yok işte. çok hoşa gidiyorsa böyle şeyler, punk'd falan izleyin, gülün geçin yani. ben de blog şakası yapıyorum mesela şuan. son zamanlarda monotonlaşan ve ihmal edilen blogumu böyle satır satır farklı yazı tipleriyle değiştirerek kendimce dalga geçtim sayfamla. ben de baya amaçsızmışım, bunu burdan anlayabiliyoruz. ha, 1nisan demişken, 1 nisan gerçekten şaka gibi bir gündü türkiye adına, can sıkıcı.. detaya gerek yok, gündemimiz çoktan değişti çünkü. şimdi en azından, martın sonunda ileri alınan saatler, uzayan günler ve iyice yaklaşan yaz var tadı çıkarılacak, keyiften delirebiliriz rahat rahat. anlaşıldı ki, finaller çok çok zorlu olacak ilk midtermler bile bu havalarda çekilmezken, ama olsun. ilk durak spring break, sonra da yaz tatili. geldi valla, gelmez sanıyorduk geldi. nisan geldi işte. mayıs, haziran. HAZİRAN! bir hafta boyunca kutlayacağım doğum günüm de geliyor yani. dünyanın en güzel haberi bu, dünyanın en mutlu insanı ben. iyi ki geldi nisan. hoşgeldi nisan. hepinize güzel nisanlar benden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söylemeden edemicem..