çok güzel bir muhitte yaşıyoruz biz. serenlerden eve gelene kadar resmen bunu yaşadım. babam sağolsun, yürümeme razı olmadı geldi aldı beni arabayla. uğramamız gereken pastaneler gereğince geçtiğimiz yollarda ne anılarım vardı. kaç kere karlarda yuvarlanmıştım o sokaklarda ya da ne kovalamacalarımıza şahit olmuştu bu kaldırımlar. bir de kaan'ın sokağından geçtik, alpark'ı, araba kullanmayı öğrendiğim sokağı, otopark'ı yaşadım kısa bir an için. ejder pastanesi sonra, 13 sene önceye götürebildi beni. sokağımıza girdiğimde de tam otopark girişimizdeki elektrik direğinin (inanılmaz derecede yıpranmış, yamulmuş, devrilmeye meyilli) değiştirilmekte olduğunu gördüm. evet dilara, o direk. hani biz 8-10 yaşlarında sokakta oynarken senin üşümen üzerine annenin giymen için attığı hırkanın takıldığı direk, yıllarca tepesinde hırka asılı olarak yazlar kışlar yağmurlar karlar geçirmiş direk. o bile bir yokladı hüznümü, oysa edaların evinin yerine dikilen ve deniz manzaramı kapatan iğrenç beton yığını yeterince sinirimi bozuyordu her gördüğümde. yine de mahallemizin güzelliği, günü çok güzel yaptı bugün.
aşırı bir mutluluk var içimde, ferahlık. çok sevdiğin, seni çok seven insanlarla çevrelendiğini hissettiğinde gelen bir mutluluk bu. bütünlükten gelen, kenetlenmenin verdiği güç gibi. pazar kahvaltılarını aksatmayan ailemin de katkısı büyük tabii. yine teşekkür ederim hepsine. burada ve benimle oldukları için. olmayanlar utansın.