10 Ocak 2013 Perşembe

Boğaziçi'nin beyazı

Kar ve Boğaziçi kelimeleri bende ne uyandırsın, heryerin karla kaplandığı bir Ocak günü Hisarüstü'nde kalmış, yokuşlardan 5 kere düşerek tırmanıp okula varmış ve proficiency'e girmiş bir kız imgesi. Ben. Çirkin Kuzey Kampüs'ü bile güzelleştiren bembeyaz pamuk. New Hall binası. Otobüs durağınıın oradaki geniş bahçeli evin önündeki peyzaj harikası ağaç. (unutmayıp Kaan'a sormalı o ağacın adını.)

4 sene. Boğaziçi öğrencisi olduğum 4 sene. İstanbul'a kar yağan 4 kış. Karda okul çevresinde olduğum oran 3/4. Kendi zekamdan şüphe duyma sebebim, Güney Kampüs'e hiç inmememiş olmam bu 3 senede. Bugün işletme finalim orada olmasaydı inmeyecektim de yine. Mecburiyetten indim güneye, hayranlıkla, mutlulukla ağlayacak haldeydim en son.

Umrumda değil, bütün laflarımı da yutarım, koyacağım bir sürü fotoğraf. Çünkü tekrar ediyorum, ben hayatımda böyle güzel bir şey görmedim. Annemin yemekleriydi, anneannemin  ninnisi, babamın sarılması, kardeşimi öpmek, sevgilime kavuşmak, en yakın arkadaşın omzunda ağlamak, istediğim liseyi kazanmak, martı olmaktı. Bütün mutluluklarımdı. Manzara, Kennedy Lodge özellikle, kalbim bir ara kendi kendine dolaştı oralarda, hatırlamıyorum ne gördü ne hatırladı.

Doğa ana bana kıyak geçti bugün. Boğaz'ın en beyaz mavisini, Boğaz'ın en güzel noktasından izletti. Dünyada kötü kimse yoktu, kötü hiç bir şey yoktu. Ölüm yoktu ayrılık yoktu finaller de yoktu. Beyaz koku vardı, pamuk mutluluk vardı, sımsıcak buz vardı. Kalp dolusu heyecan, kalbe sığmayacak coşku vardı. Kendimi bir yerlere bırakıp karlar okulu terkedene kadar orda kalmak istedim. 

Ayaklarım çok üşüdü ama. Ellerim ve burnum da. Ben hep çok üşürüm zaten. Üşümesem ne güzel, sabaha kadar izlerdim bu hayatım boyunca hafızamda saklayacağım manzarayı. Olsun. Bazen memnuniyetsizliğimi tatminsizliğimi yaşatmayacak şeyler oluyor işte. Bugün onlardan biri mesela.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söylemeden edemicem..