21 Aralık 2012 Cuma

sevgili günlük

Sevgili Günlük, biliyorum artık 10 yaşında olmadığımı, hiç bana öyle bakma.

Yazım hatası yapmayacağım, böylece günlüğümü biri bulursa en büyük korkum noktalamalarımla dalga geçilmesi olmayacak, onu seviyorum bundan hoşlanıyorum da yazmayacağım, artık yüzlerine söylüyorum.

Bugün sana biraz kendime kızmalarımı anlatayım diyorum. Hani bazen bana sinirli biri olduğumu söylüyorlar, ne bu agresiflik falan diyorlar ya, onlara daha iyi bir cevap verebilmek için seninle bir prova yapalım dedim, hazır mısın? Muhtemelen değilsindir, ben de hiç hazır değilim ama şurada biz bize değil miyiz? (Annem okuyor mudur yazdıklarımı sahi?)


Bazı şeylere tahammülüm olmadığını zaten biliyoruz, onu sorgulamayalım. Hayalkırıklığı konusunu ele alabiliriz bak, o konu yeni. Hani birileri beni hayalkırıklığına uğrattığındaki tavrım bence ele alınası. Ne var yani, seni düşünmesini beklediğin, duyarlı olması gerektiğini düşündüğün biri hayal ettiğin yönde davranmamışsa? Alnında mı yazıyor ne hissettiğin, ne istediğin? Hayır. Peki bu özeleştiriden sonra bir de karşıdakileri eleştirelim o zaman, dertleşemeyecek miyiz günlüğümüzle. Alnımda yazmadığını keşfettiğimde söylemeye başlamadım mı ben, bunu bunu istiyorum senden diye? Başladım. Yeterince değerliysem söylediğim kişi için, beklentim uzay değilse, benim için bir şeyler yapabilir değil mi, benim için çok önemli olan minik şeyler? Yapmalı. Yapmıyorsa?.. Değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm sevgili günlük, bir şans daha ver. Sonra? Bir tane daha mı? Aynen. Nereye kadar? Kredisini tüketene kadar. Ne zaman tüketir kredisini? Bu ona bağlı evet. Rahatlamadım ama ben. İstemiyorum ben krediler tükensin. Of günlük, iyi gelmedin bu konuda, konu değişikliği?

Bak sana ne anlatmadım günlükcüğüm, sevimsiz konulardan uzaklaşalım bence değmez burada oturmuş alkolsüz bir şekilde kendimi hırpaladığıma, sevimli konular gelsin. Esra aradı geçen gün beni, çok mutsuzdum bir türlü uyanamıyordum o sabah. Yatakta ufflayarak açtım telefonu, sesi içimi açtı salağın. Seviyorum o kızı biliyorsun, sırf Kaan'ın müstakbel yengesi diye değil, pırlanta gibi diye, hep gülüyor diye, içten ve hiç yapmacık değil diye. Sımsıkı sarılıyor, "nasılsın?" diye sorarken endişeli gözleri gerçeği söylüyor diye. Sonra klasik 45 dakika falan konuştuk, güldük güldük güldük. Düğüne az kaldı günlük, asıl haber buydu. Evleniyorlar artık. Düşünsene, prenses gibi giyinmemiz lazım o gece, çok gezmem lazım elbise için, çirkin olamam anneanneleri zar zor beğendi "kara kız"ı. Bir de Esra tutturdu, nedimesi gibi olacakmışım. Beni her detayımla bildiğinden, sırtı olduğu gibi açık bir elbise konusunda ısrarcı. E,doğru doğru da, Marmara'nın küçük bir köyünün halkı beni dışlamasın sonra? Bunu sorduğumda güldü ve ısrarına devam etti, eh Esracığımı kırmayacağım elbet. Heyecanlandırıyor bu düğün fikri beni, çok sevdiğim iki kişinin hayatlarını birleştirecek olması fikri daha doğrusu. Çok mutlu olmaları için içten ama çok içten oturup dileyecek olmak da heyecanlandırıyor beni, buradan başka bir konuya geçiyorum.

Mutluluk ilginç kavram günlük. Ağlıyorsan mesela, mutlaka birileri gelir yanına ne oldu der, destek olur, üzülme der ne bileyim. Çoğu içten de olur. Hep konuşulan "kötü gün dostu"nun geçmişte kaldığına inanıyorum ben. Çünkü kötü gününde yanında olmak değil bence dostluk tek başına. Başarısını, mutluluğunu yürekten dileyebilmek dostluk. Her anında içten, her anında gönülden destek olabilmek dostluk. Düşünsene, başarına burun kıvıran ama ağlarken gözyaşını silen bir dost? İmkansız geliyor günlük. Mutluluk paylaşılamıyorsa, ne yapayım sade üzüntülerin paylaşıldığı ağlak ortamları? "Dertleşmek" diyoruz sık sık, arada "neşelensek" ya birlikte? Güzel anlarda elele tutuşsak ya, genelde yapamıyoruz bunu bir saçma çoğunluk.


Sana bugün daha çok yazardım ama, bayadır beklediğim bir şey izleyeceğim şimdi, heyecandan aklımı sana veremiyorum. Ama sana uzun uzun yazacağım söz, yeter ki geçen gün çok soğukta kalıp boğazımı şişirene kadar yürüdüğümü anneme söyleme. Bazı şeyleri sadece seninle paylaşıyorum laf aramızda. Görüşürüüüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söylemeden edemicem..