3 haziran sabahı star tv'nin sürprizi bana, 2 aile idi. bitişinin üzerinden bile zaman geçmiş olmasına rağmen rastladığım anda donmama , yüzüme koca şapşal bir gülümseme yerleşmesine sebep oldu o tatlı hikayenin kahramanları. özellikle eda hanım ile oğuz bey tabii. didişmeleri, bakışmaları, birlik olup başkalarına karşı elele durmaları, hepsini nasıl özlemişim izlemeyi. saçma sapan kavgalı dövüşlü aldatmalarla dolu iç karartıcı dizilerin aksine, iki aile mutlulukla,huzurla doldururdu içimizi, içimiz ısınırdı her izlediğimiz bölümde. sevgililere mesajlar atılırdı, biz de böyle olalım diye. ferit vardı bir de dizide, komik, eğlenceli, aşık, şapşal. onu gördükçe evimizde böyle bir tip olsun isterdik. pazartesi akşamlarını iple çektiğimi hatırlıyorum, sıcak bir aile toplantısı gibi, ya da en sevdiğim ailenin misafirliğe gelmesi gibiydi. çocukluk gibiydi. romantikti bir de, mesela final bölümünde eda hanımla oğuz bey köşkün balkonunda birbirlerine sarılıp ''ömrümce hep adım adım her yerde seni aradım, ben kalbimden başka yerde inan seni bulamadım.'' diye söyleyerek, (ki iclal aydın'ın da emre kınay'ın da sesi oldukça güzel) resmen romantizmin tavanını yapmışlardı.
evet sonra bu sevimli aile türk halkı için fazla sevimli geldi heralde ki, yaprak dökümü gibi ızdırap çektiren dizileri 87 sezon sürdürürken yapımcılar, iki aileyi bitirme kararı aldılar. yanlıştı, yanlış. üzücü aslında bu tip yapımların olmaması. bu tip derken, içten, sıcak, aile kavramı üzerine ve tüm ailelerin oturup keyifle izleyebileceği yapımlardan bahsediyorum.bir diğeri de canım ailem'di bu yapımların. şimdi yarın onun da finali varmış. buna ayrıca bir üzüldüm.. çünkü iki ailem'i babamla keşfetmiştik, sonra diğer izleyenlerle konuşmuştuk mesela ama canım ailem benim izlediğim, izleyeceğim bir dizi değildi haberim olmasaydı. ''şu canım ailem'i izlemiyorsun ya, çok şey kaçırıyorsun.'' lafı üzerine hadi bir bölüm izleyeyim dedim ve ali karakterinin seyhan karakterine bakışlarına şahit oldum izlediğim ilk bölümde. zaten ozan güven'in oyunculuğu dillere destan, bir de hikayedeki yeri öyle can alıcıydı ki, diziyi parmağında oynatabilecek bir hal almıştı bence. hikaye iki aile'yle benzer özellikler taşıyordu, yine içimizden yine aile ve yine sıcak olduğu için de kısa sürede sevmiştim ben. bu kez salı akşamlarını iple çeker olmuştum, telefonum elimde, hoşuma giden her ayrıntıyı paylaşarak. bu kız senin gibi bakıyor bile dendiğinde bana, kendimden birşeyler aramaya başladım kızda. böylece ikinci kez bir diziyi severek, keyif alarak izliyordum. o da bitiyor şimdi..
birbirinden güzel, birbirinden içimizden, birbirinden keyifli, birbirinden ailem iki dizi. ikisi de 'tekrar' bölümlerden ibaret olacak artık belki. ama tavsiyem, izlensin böyle diziler, bitmesin hemen. sakız gibi uzayan diziler bunlardan güzel değil aslında. ama ızdırap çekmeyi seven halkım onlara daha çok ilgi göstermeye bayılıyor. olmasa keşke, hep böyle sevimli aileleri izlese insanlarımız. bu dizilerin alt metinlerinde çok hoş ilişkiler yatıyor çünkü, kendine yararlı sorular sormanı sağlıyor. örnekler güzel, çarpık değil. öyle yani, canım ailem biterken, iki ailem'e denk gelmişken bir hatırlatayım, anayım dedim. hoş, unutmadım ki hiç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
söylemeden edemicem..