18 Nisan 2011 Pazartesi

dön-değiştir günleri

Genelde yaptıklarımdan pişmanlık duymuyorum. Yanlış da yapsam, bana kattıklarıyla, yanlışı düzeltme kısmıyla mutlu oluyorum. Ama öyle günler var ki hatırladığım, onlar benim için dön-değiştir günü. Yani o güne dönsem, çok şeyler değiştirirdim günleri. Belki de her şeyi değiştirirdim günleri.

14 Kasım 2001 onlardan biri.
24 Ağustos 2004 bir başkası.
26 Nisan 2006 da benzer bir gün.
26 Haziran 2009 tam da öyle bir gün.
31 Aralık 2009 ya da 1 Ocak 2010 da toptan öyle.

Daha önemlileri var, daha çokları var. Ama aklıma geldikçe bir dön-değiştir dilemek yerine değişmiş hallerini hayal ediyorum zaman zaman. Her şey daha güzel oluyor.

13 Nisan 2011 Çarşamba

huzurlu bir rüya

Bir rüya gördüm dün gece. Çok değerli bir dostum, yüzüme kapattığım ellerimi açıp, "geçti" diyor, hatırladığım ilk sahne bu. Ne geçti, üzgün müydüm, ağlıyor muydum, korkmuş ya da çaresiz miydim bilmiyorum. Tek hatırladığım o ana dair, içimdeki ferahlık hissi.

İnsanlar uyurlarken de hissedebilirler bundan adım gibi eminim. Korkuyu da hissederler mutluluğu da, neden ağlayarak uyanırdık diğer türlü olsa, nasıl uyandığımızda dünyanın en mutlu insanı gibi hissedebilidik yoksa? Baya baya, bildiğin yaşıyoruz rüyada, kalp atışlarımız bile değişiyor, biliyorum.

İçimde o ferahlık hissiyle ayağa kalkıp dostumun elini tuttum. İnanmaz gözlerle gözlerine kitlendim. Tekrarladı, "geçti" dedi. Bu kez emin oldum, sarıldım ona. Özlemişim. "peki ama nasıl oldu?" diye sordum, içime sinmemiş gibi. "affetti seni, affet kendini" dedi. Neden bahsettiğini bilmiyorum. Ama bir günahım silindi dün gece uykumda. Bir ağırlık kalktı sırtımdan, uyandığımda biliyordum. Ve kendimi affettim ben de. Madem her kimse artık, "o" beni affetti, ben de kendimi affetmeliydim, buna rüyamda karar vermiştim. Peki dostum bunu nereden biliyordu, bunu sorgulamaya başladım. Bana, "senin hislerin bende renklere dönüşüyor" dedi. Anlamadım. Yüzüne baktım sadece. Uyandığımda anlayacaktım cümlesinin ne anlama geldiğini.

Ben dün gece çoktandır ertelediğim bir gerçekle yüzleştim. Birden fazla, aslında. Ama bir tanesi o kadar netti, o kadar saftı ve o kadar gerçekti ki, rüyamda ne kadar doğru yaptığımı bir kez daha anladım sadece. Evet ferahladım. Bazen birşeyleri anlayınca ferahlayabiliyorsunuz. Öyle türevi anlamak gibi bir anlamak değil çünkü bu. Sanki biri geliyor ve kapalı çakralarınızdan birine koca bir balyozla vuruyor, açılıveriyor anında. Öyle bir algı.

Ben bir adım öndeyim artık. Ben kendimi affettim. Kimse affetmese de, ben affettim ya, artık başka bir tasam yok. Neyi affettiğimi bana hiç sormayın, bilmiyorum. Ama elbet vardır affedilemeyen şeyler, bir anlığına kendine acıma ya da kızma duygularını yoksayıp ne kadar değerli olduğunu hatırlaman gerek hepsi bu.

Ve dostum. Rüyamda özellikle sen olduğun için anlamlıydı her şey. Ne kadar merkezimdesin, ne kadar etrafında dönüyorum aslında. Ne kadar bensin ne kadar içimdesin ve hislerimi nasıl da renklendiriyorsun gözlerinde. Hayatıma girdiğin güne şükürler olsun.